'Bize Ne Oğlun Şehitse' Diyenler Var

Haberler / Özel Haber

Emirdağ Ülkü Ocaklarından ahde vefa ziyaretlerine devam ediyor. Emirdağ’a bağlı Bademli kasabası doğumlu olan, vatani görevini yapmakta iken 2005 yılında şehit düşen Veli Altın’ı kabrinde ziyaret eden Emirdağ Ülkü Ocakları, kabir ziyareti sonrasında şehit ailesinin evine giderek şehidimizin babası Bilal Altın ile görüştü. Baba Bilal Altın ile sohbet esnasında küçük bir söyleşi de gerçekleştirildi. Baba Bilal Altın, oğlu Veli Altın’ın şehit düştüğünü anlatırken birçok konu hakkında da görüşlerini belirtti. İşte oğlu bu vatan toprakları için şehit düşen bir babanın söyledikleri: "Oğlum Tunceli’de görev yapmakta idi. Komandoydu. 2005 yılında şehit oldu.Bunlar operasyona gitmişler, operasyon dönüşü teröristler pusu kurmuşlar, kurulan pusu sonucunda iki arkadaşıyla birlikte şehit oldu. Gece 2 civarında olmuş olay. Acemiliğini Isparta’da tamamlamıştı. Isparta’dan sonra Tunceli’ye gitti. Tunceli’ye gittikten 1.5 ay sonra şehit düştü. 1.5 aylık eğitimle operasyona çıkartmışlar. Vefat etmeden 1 gün önce görüştüm. Beni aradı,’’baba ehliyet alacağım yazılayım mı ?’’dedi. Bende yazıl oğlum dedim. Bu Veli ile son görüşmemiz oldu. Bir gün sonra şehit olduğunu öğrendim. Emirdağ’da idim, beni arayıp eski askeriyeye çağırdılar. Gittiğimde iki tane subay bir tane doktor vardı. Oğlumun şehit olduğunu ilk onlar söylediler bana. Oğlumun cenazesinde sadece Komutanlar, Mhp’liler ve Emirdağ halkı vardı, bakan falan gelmedi. Bayramlarda, özel günlerde askerler arayıp hal hatır soruyorlar. Başka da kimsenin ne aradığı var ne de sordukları. Emirdağ’da şehitler için program düzenliyor çağırdıklarında gidiyorum, fakat kapıdan içeri girdiğimde kimsin? Necisin? Diye soran bile olmuyor. O yüzden artık gitmiyorum. Devlet maalesef kendi koltuğunun sevdasında, Vatandaşın çocuğu ölmüş, şehit olmuş hiç umurlarında değil. Terörle mücadele yapacaklarına onları adam yerine koyup anlaşma yapmaya çalışıyorlar. Diyarbakır’ın Belediye Başkanı’nın devlete, vatana, millete, bayrağa demediği şey kalmadı. Hiç kimse ağzını açıp da ona bir şey söyleyemiyor, sorguya çekemiyor. Fakat vatan için teröriste kurşun sıkan komutanların hepsi içerdeler. Yakında abdullah öcalanı başa getirirlerse hiç şaşırmam. Devletin terörle ilgili çalışmaları hiç yeterli değil. Teröristlere karşı caydırıcı bir politika yok. Milletin çocuğu şehit düşüyor vatan sağolsun diyorlar. Hangi vatandan bahsediyorlar? Vatana, millete sahip çıkan mı var? Artık devlet bir pire için yorgan yakar hale geldi. Şehitler kimin umurunda. Maalesef Türkiye’nin asıl meseleleriyle uğraşmıyorlar. Burada milletin çocuğu şehit düşer, onlar yabancı ülkelerin sorunları için uğraşırlar. Acaba yabancı devletler Türkiye’nin sorunlarını düşünüyorlar mı? Bu zamana kadar devletten maddi bir beklenti içinde hiç olmadım. Bizim isteğimiz manevi bir şey. Küçük oğlumu işe almışlardı. İş arkadaşlarıyla sorunlar olmuş galiba, imza falan toplamışlar işten attırmak için. Görev yerini değiştirecektik. Birkaç yere gittim yardımcı olmadılar. 'Bize ne oğlun şehit düştüyse' deyip de yardımcı olmayana bile rastladım. Genelkurmaya mektup yazdım, 2 gün sonra cevap geldi. Gereken neyse yapılacağını söylediler. Ondan sonra görev yeri değişti. Genelkurmay dan başka kimse yardımcı olmuyor. Bir şey olduğu zaman askeriyeye söylüyorum."