Dağ Adamı ve Avcı

Köşe Yazıları / Obalardan Odalara

Bu hikayeyi Emirdağ Çatallı köyünden Durali oğullarından Veli Duran’danaldım. O da babası 1308 doğumlu Abdurrahman Duran’dan duymuş, anlattığına göre,Abdurrahman Duran’ın dedesinin başından bu olay geçmiş. Dedesinin ismi Veli…
Durali oğullarından Veli av hastasıymış. Emirdağlarına birkarış kadar kar yağmış, avcı Veli Emirdağ’ının Dandın mevkisinde geyik veyabani koyun avlamak için Dandın’a gitmiş. O zamanlar çok ormanlık olanEmirdağlarında bir kaba ardıç ağacının oyuk gövdesine kepeneğini sermiş. Kabaağacın gövdesinin kalınlığı bir oda genişliğindeymiş.Avladığı ufak bir av hayvanı karanlık kavuşmadan pişiripyiyeyim, diyerek ateş yakmış avını pişirmeye başladığı esnada bir dağ adamıçıkıp gelmiş ,Avcı Veli’nin anacına oturmuş. Avcı Veli çok korkmuş ;ama bellietmemiş. Pişirmekte olduğu av etinden biraz yarı pişmiş dağ adamına vermiş. Dağadamı anında eti yalamış yutmuş, biraz daha ver dercesine elini uzatmış AvcıVeli “bekle” dercesine dağ adamınıneline hafiften vurmuş, dağ adamı da Avcı Velinin eline hafiften vurmuş. “Sen de dur” gibisine. Bakmış AvcıVeli etten vermiyor değneğe takılı pişmekte olan eti ateşten aldığı gibi hızlakemiklerini çatırdata çatırdata yemiş. Avcı Veli’ye etten bir tike bilevermemiş. Avcı Veli aç kalmış. Ne yapsın korkusundan ses çıkaramamış ;ama elibelinde sokulu çift ağızlı iki yanı keskin Afyon kamasındaymış. Tüfeği ise evgibi dulda kaba ağacın içindeymiş. Karnı doyan insan azması vücudu yağlıkıllarla kaplı kendi kendine garip sesler çıkaran dağ adamı Avcı Veli ileoynamak istercesine her hareketini yansılamaya etmeye başlar. Avcı Veli’ninkorkusundan neredeyse erliği dökülecekmiş (erkekliği bitecekmiş). Dağ adamıyanmakta olan ucu ateşli ağacı (köseği) ocaktan alıp avcı Veliyi korkutmayaçalışırmış. Avcı Veli de kamasını kınından çıkarıp sağ eline almış,sol eliyleharlı yanan odunun birini eline almış oda dağ adamına doğru ateşi uzatmış, dağadamı ateşten çok korkarmış. Avcı Veli sakin duran dağ adamının tehlikeliolmaya başladığını anlamış, kendi kendine plan yapmış. Gözüne ateşi basayım, kalbinekamayı saplayım, diyerek kamasının sapını sıkı sıkı kavramış.Yılbırt (yıldırım) gibi sol eliyle ateşi dağ adamının gözünebasmış. Sağ eliyle de çift ağızlı Afyon kamasını dağ adamının sol göğsüne bütüngücüyle saplamış. Saplamış ama kamayı sapladığı yerden çıkaramamış. Dağ adamıneye uğradığını şaşırmış, göz ve yüz çevresindeki yağlı kıllar yutuşmuş, can havliyleöğle bir bağırmış ki dağdaki yakın yamaçlar çinilemiş(çınlamış). Bulunduğutepeden bayır aşağı bağırarak ormanın içlerine doğru inmiş gitmiş. Avcı Velikorkusundan kavuktaki tüfeğini aldığı gibi kaba ağacın başına çıkmış. Az sonrayirmi yirmi beş kadar dağ adamı avcı Veli’nin üstünde bulunduğu kaba ağacınaltına gelmişler. Bağrışmışlar yere bakıp ayak izlerini incelemişler. Dağadamından akan kanı koklamışlar, köz halindeki ateşte ısınmışlar, Avcı Velikorkusundan fukara kedisi gibi büzülmüş. Nefesimi bile duymasınlar diye eliniağzına kapatıp ağlıyormuş. Kendi kendine de “Bir daha ava gidersem tövbeler olsun…” diye tövbe ediyormuş. Dağadamları her yere bakıyormuş, başlarını kaldırıp yukarı baksalar avcı Veli’yigörmeleri işten değilmiş.Tan yeri ışıyasıya kadar kaba ağacın altındangitmemişler.Avcı Veli korkusundan öğleye yakın inmiş ağaçtan. Koşarcasına köyegitmiş. Bayağı uzak olan köyüne nasıl geldiğini anlayamamış, o günden sonra dahiç mi hiç ava gitmemiş.