İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım

Köşe Yazıları / Melih Can Kalender

Son günlerde herkesin dilinde aynı şey taburun gitmesi… Ha gitti ha gidecek… Şimdi taburun dilinde şu sözler dökülüyor: “ İşte gidiyorum çeşm-i siyahım…” Sırada yerine ne gelecek tartışması var. Bazı kesimler Genelkurmay burayı boş bırakmaz diyor, bazı sivil toplum örgütleri üniversiteden bölüm açılması için taa YÖK başkanına kadar çıkıyor. Buradan Abdil Demiral ve ekibini tebrik etmek gerekir göreve geldiği günden bu yana sadece Ticaret odası için çalışmıyor. Emirdağ’ın genel sorunlarına parmak basmaya da çalışıyor.

Önceden organize sanayi de organize sanayi deniliyordu. Hala deniliyor; ancak bu organize için iştirakçilerin gözünü buraya çevirmesi için tanıtımlar yapılmalı. Fuarlar takip edilmeli, stantlar oluşturulmalı Emirdağ ile ilgili bilgiler verilerek reklam yapılmalı. Şu elektrik ihalesi de sonuçlansın bunlar da olacaktır umarım.

Geçen gün(Perşembe) uzun çarşıda dolaşırken

her zamankinden daha fazla bir boşluk hissettim ve fotoğraf makinemindeklanşörüne bastım. İşte sonuçlar esnaf dükkânın içinde kara karadüşünüyor. Dışarıda ise bir eli parmaklarını geçmeyecek kadar insan… Habu arada onlar müşteri de değil. Asker ailesi(!)… Kısa bir ziyarettenotobüs durağına doğru gidiyorlar.

Hayırlısı olsun; ama yine gözümüzü diktik gurbet ellerine… Oradanaldığımız haberler de hiç iç açıcı değil. Bizim Belçika’da bizimEmirdağ’dakinden daha fazla kriz varmış. Hani bizi “teğet” geçmiş kriz;ama onları geçmemiş…

Bu böyle nereye kadar gider bilmiyorum; ama Emirdağ’a en kısa zamandaistihdam sağlanması için girişimlerin başlaması lazım. Eylül ayındanitibaren tabur geliri yok… O zaman gurbetçi de olmayacak. Kışta neleryaparız? Zor…

Allah her şeyin hayırlısını versin… Umudumuz hiç bitmesin…

Saygılarımla…