Kara Kara Günlere Kaldık
Köşe Yazıları / Melih Can Kalender
Gençlik, gençler. Her ne olursa olsun en büyük umudumuzdur geleceğimiz adına. Bunu ister toplumsal, ister ulusal, isterseniz de evrensel düşünün. Hangi açıdan bakarsanız bakın aynı değere sahiptir bu kavram. Gençlik, bugünün küçükleri yarının büyükleri, gelecekte varlığımızın tapusudur, garantisidir. Peki "Emirdağ'da Gençlik" kavramı nedir? Emirdağ'da Gençlik değişen bir kavramdır. Bu kavram yıllar boyunca değişerek gelmektedir. Her geçen gün değişen sosyal yapı, bu kavramı da etkilemiştir. Bence Emirdağ'daki "devamlı yer değiştiren insan topluluğu" gençliği de etkilemiştir. Burada bahsettiğim "devamlı yer değiştiren insan topluluğu"na sebep de takdir edersiniz ki "göç". Yeni gelen her gün, her ay, her yıl gösteriyor ki, bu kavram biraz daha yolundan sapıyor, biraz daha bataklığa saplanıyor. Geçmişten, gelenekten gelen örf, adet, saygı azalıyor. Gençliğimizin gelecek hakkında umutları yok oluyor. Amaçsız sürdürülen hayat sonucu, vasıfsız bireyler meydana geliyor. Eğitim önemini yitirmeye devam ediyor. Gençliğin dikkatini vermesi gereken değerler onlar için önemsiz hale geliyor. Bu önemsizliğin meydana getirdiği boşluk onları başka yollara sürüklüyor. İşte o yollardan biri. Kıraathaneler. Gençliğimizin vakit geçirdiği en önemli mekanlar oluyor diyeceğim ama yalan olur, oldu bile. Çok değil 1 hafta önce gözlemledim. Yaşları 12-15 arasında değişen bir grup genç. Kıraathaneye geldi, oturdu. Mekan herkese açık bir yer tamamen kıraathaneye ait değil. Başka yerler de var. Önce kahveciden iskambil destesi aldılar, sonra da çayları geldi. Aralarından biri açtı cep telefonundan hüzünlü bir parça. Sigaralar yakıldı ve başlandı oyuna. Al kızı, ver papazı… Kendilerinden o kadar emin bir halleri vardı ki. Yaptıkları işten gurur duyuyorlardı desem yalan olmaz. Vücut yaşları küçük gösterse de akıl yaşları büyüktü. Bıraksanız yarın evlenebilecek kadar olgunlardı. Gençliğin bu halini görünce dedim ki: "Kara Kara Günlere Kaldık." Üstelik aynı mekanda buna benzer 1 olsa can feda en az 3-4 grup vardı ve de sadece bir kıraathanedeki durum bu. Peki Emirdağ'daki kıraathane sayısı kaç? Sadece Emir Afşin Caddesi'nde ,yaklaşık 100 metre, 3 tane. Sonuçta gördüm ki, Emirdağ'daki gençliğin en önemli faaliyeti batak, pişti vs. Artık eğitim, gelecek, memleket düşünceleri yerini "Elimden papazı nasıl çıkarırım?"a dönüşmüş. Gerçek ses çalabilen telefonlarda çalan hüzünlü müzik, çay, sigara… Başka ne isteyebilirsiniz ki? Sorarım bu mudur gençlik? Bu muydu gençliğin düşeceği hal? Kimse kabullenmek istemez hatayı. Kimse hata bende de demez ama hata herkeste. Emirdağ'a değer vermeyenlerde, Emirdağ'a sahip çıkmayanlarda, ailelerde, gençlerde, büyüklerde, küçüklerde… Benim bir umudum var Emirdağ adına; ama Nasreddin Hoca'nın ısındığı mum ışığı kadar… Bir dahaki yazımda da ondan bahsedeceğim... Saygılarımla…M. Emin KALENDER