OtoPİS SÜRÜcülerinin Dikkatine!

Köşe Yazıları / Kenan Kocabaş

Halkın anonsudur: “Bilmem ne Firmasının sayın çalışanları, hizmet vermekte olduğunuz otobüsteki yolcular için lütfen gerekli özeni gösteriniz.” Otobüs Muavinliği bir meslek olmalı. En azından dışarıdan bakınca öyle görünüyor. Dolayısıyla bu mesleğin de bazı standartları olmalı. Kahvede yeterince zaman geçirip yine de canı sıkılmaya devam eden bir adam, biraz da muavinlik yapayım bari diyemez herhalde. Bu mesleğe yeni başlayan kimselerin bir eğitimden geçirilmelerinden; insan ilişkileri ve ikram konularında eğitim almalarından daha doğal ne olabilir?Mesela müşteriye içecek ikramı yapan muavin, plastik bardak dağıtırken elini bardağın içine sokarak bardağı çıkarabilir mi? Çıkaramaz, çıkarmamalı. Ama kimin umurunda… Eğer bu şekilde çıkaracaksa eline bir eldiven takmalı. Hoş, ele takılan eldivenin hijyen amacıyla takıldığını bilen de pek nadir sayılır. Zira o eldivenli el biraz sonra kulak kaşımak için de kullanılabilir, koltuklara tutunarak koridorda ilerlemek için de kullanılabilir.Ya şoförlere ne demeli? Onlara hem sigara içmek serbest hem de istedikleri müziği sesli olarak dinlemek…Şoför o kadar sıkıntıya girip, seni sevdiklerine ulaştırmaya çalışırken sen adamın sigarasıyla uğraşıyorsun, ne kadar ayıp!Koltuk arkası TV’leri Emirdağ’da hizmet veren otobüslerde de görmeye başlayınca çok sevinmiştik. Artık kimse “Disk Jokey” şoförlerin seçtiği müzikleri dinlemek zorunda kalmayacak ve kimse uyumak isteği bir yolculukta, bazı yolcular dizi seyretmek istediği için uykusundan olmayacaktı.Bu sevincimiz kursağımızda kaldı… Yine, şoförün müzik alanındasınız ve yine otobüsün içindeki televizyonlar (eskiden beri var olan ve biri önde diğeri ortada olan TV’ler) hizmete(!) devam etmekte…Koltuk arkası TV’ler için kullanılan kulaklıkların canı cıkmış durumda… Bu durumda muavinle arasında geçecek olan muhtemel konuşma:- Bu çalışmıyor!- Başka yok…Otobüslerdeki hareket saati konusu ise tamamen bir keşmekeş. Hareket saatine uyan şoför varsa, bilin ki saati yanlıştır...Sorun sadece şoför ve muavinlerin otobüste iyi hizmet vermesiyle çözülecek gibi de görünmüyor. Sorun firmaların kurumsallaşamamaları sorunu.Diyelim ki çok sinirlendiniz ve firmanın merkezini arayıp şikayetlerinizi dile getireceksiniz. Öncelikle bir yetkili bulursanız bu bir şanstır. Belki de telefonunuzu açan kimse biraz sonra hareket edecek otobüsün muavini olacaktır.Yine de kötü niyetli olmayalım ve telefonu açanın bir müşteri temsilcisi olduğunu varsayalım. Şikayetinizi ilettikten sonra size verilecek cevap şundan öte geçmeyecektir: “Kardeşim biz ekmek parası kazanıyoruz, öyle hijyen konularıyla, kulaklık mevzularıyla falan bize yorma, şükret Allah’ına. Şükretmeyi bilmiyorsan da yeni yollar, yeni firmalar bul kendine…”Halbuki Eskişehir’in yolu da bellidir, Ankara’nın yolu da bellidir. Olmayan ise yol ile yordamdır çok oturgaçlı götürgeçlerde…Günün birinde evlenip de vize almak için yolunuz Ankara’ya düşerse bir otobüs bileti alırsınız, ama otobüsünüz on beş dakika da gecikebilir yarım saat de gecikebilir ve kimse de bu yarım saatin hesabını soramaz. Sormaya çalışırsan da eline bir şey geçmez. Varsayalım vizeyi hemen alamadın, başka bir zaman yeniden Ankara’ya gitmen gerekiyordur ama mahkumsundur yine yarım saatlik zaman kaybını göze almaya…Bir taraftan Emirdağ otogarının birkaç güne kadar açılacağı haberi diğer taraftan bir başka otobüs firmasının Emirdağ’da hizmet vermeye başladığı haberi, yolu Emirdağ’a düşenleri sevindirmiş olsa gerektir.Rekabet olmasa stratejiye de ihtiyaç olmazdı der bir söz… Umarız oluşturulacak stratejiler müşteri odaklı olur da canımız çekmeyen otobüse binmeyiz, canımız çekmeyen otobüsü TAŞIMAK zorunda kalmayız…Kenan Kocabaş