Sebze Pazarı'nın Renklerinden: Sabri Efe

Yazı Dizileri / Emirdağlı Sebzeciler

www.emirdag.gen.tr sitesinin hazırladığı ve beğeniyle takip edilen Emirdağlı Sebzeciler yazı dizisinin bu bölümdeki konuğu sebzeci Sabri Ağaçlı yani Sabri Efe… Balık pazarı civarındaki yerinde yıllardır hizmet veren Sabri Ağaçlı 1955 yılında Emirdağ’da Kacerli mahallesinde doğdu. Kendi tabiriyle kucağında terazi ile dünyaya gelen Sabri Efe, bu zamana kadarki yaşamını hep sebzecilik ile geçirmiş. Kendini sebzecilik mesleğine adayan 3 çocuk sahibi Sabri Efe, sebzecilikten zamanında çok güzel paralar kazandığını; ama bir türlü tutamadığını dile getiriyor. Emirdağlı sebzecilerin genelinde olduğu gibi gidilmedik pazar bırakmayan Sabri Efe, Ankara Sincan pazarında başından geçen olayı ise şu şekilde anlatıyor: “Ankara Sincan pazarına salatalık götürdüm. Bir müşterim geldi, ‘Salatalık tatlı mı?’ dedi. Ben de bir tane salatalık aldım, ikiye böldüm. Yarısını kendim yedim, diğer yarısını müşteriye verdim. Benim yediğim salatalık acı olmasına rağmen müşteri ‘Ver ordan iki kilo salatalık’ dedi.”
“Sabri Efe’nin Sebzecilikte En Çok Sevdiği Şey Ne? İşte Sebze Pazarı’ndan Kelime Oyunları” devamında…
Bu meslekte para biriktiremediğinden yakınan Sabri Efe: “Her yıl bir milyar lira para artırsaydım şimdi elli milyarım olurdu. Paraları hesapsız harcadık, devamlı bu kazancın geleceğini zannettik; ama gelmedi.” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Sebzecilik yaparken en sevdiğim şey müşteriyle uğraşmak… 3 kg bir milyon diyosun 5 kg bir milyon olmaz mı denilince dayanamıyorum.” diyor.
Sonrasında ise “Avrupa’ya gitmeye hiç heveslenmedim. Zaten benim gönderdiğim domatesler salça oldu. En sevdiğim arkadaşlarımdan birisi Zalım Bilal’dir. Emirdağ Sebze pazarında sattığı malları kelime oyunlarıyla müşterisine pazarlayan Sabri Efe’nin ağzından dökülen birkaç kelime ise şunlardır:
Limon: Çayına, çorbana, balığına, bamyana, sarmana, dolmana, pırasana, salatana, ayılana, bayılana, zaroşa, ayyaşa limooooooonnn…
Üzüm: Anamdan doğalı gülmedi yüzüm, bir milyon lira çekirdeksiz üzüm.”
Bu işi bir hastalık olarak dile getiren Sabri Efe, bana sarraf dükkanı da verseniz bu işi bırakmam diyerek sebzeciliğe olan aşkını bir kez daha dile getiriyor.