Belediye'yi 41 Bin TL ile Devraldım

Haberler / Özel Haber

• 07.09.2013 09:47
• Yorumlar

Odak Gazetesi Pazar Sohbetleri'nde Cengiz Pala'nın söyleşisi devam ediyor. Pala, bu bölümde ilk siyasi adımından, arkadaşı olan Muhsin Yazıcıoğlu'na Emirdağ'da elektrik çarpmasına, Ülkü Ocağı Başkanlığı yapmasından Emirdağ Belediyesi'ndeki hesaplara kadar açıklamalarda bulundu. İşte 2.Bölüm:

İlk siyasi adımınız ne zaman ve nerede oldu?C. Pala: Siyaset benim hayatımda her zaman vardı. Babam, Amcalarım, Dedem, herkes Halk Parti’liydi. Böyle bir ortamda siyasetten uzak kalmak imkansız. Ancak biz ağabeyimle birlikte diğerlerinden farklı bakmaya, farklı düşünmeye başlamıştık. Belki de onlara karşı bir duruş muydu bilmiyorum ama Milliyetçilik yanlarımız ön plana çıkmaya başlamıştı. Ortaokulu bitirdikten sonra Afyon Lisesi’nde yatılı okumaya geldim. Burada ağabeylerimiz vardı. Onların da etkisiyle Ülkü Ocakları’na gidip gelmeye başladık. Artık Milliyetçilik ve Ocak benim için farklı bir kapı açmıştı. Milletvekili Kemalettin Yılmaz’la o yıllardan tanışırız. Benim resmen siyaset yapmaya başladığım yer Afyon Lisesi’dir.Afyon Lisesi’nde öğretmenleriniz kimdi?C. Pala: Çok kalender öğretmenlerimiz vardı. İbrahim Çetinkaya nam-ı değer İban Ağa, Mehmet Ateş, Mustafa karamanlar, Nigar Ulusoy, Abdullah Bozok. Bunlar bizim öğretmenlerimizdi. Biz yatılı olduğumuz için pansiyonda kalan Afyon’dan kimse yoktu. Hepimiz ilçelerden belde ve köylerden geliyorduk. Dinar’dan Dr. Rahmi Sağlam, Orhan Deniz, Abdulkadir Koçak, Metin Köycü gibi ağabeylerimiz vardı. Bizim zamanımızda tüm dersleriniz 10 olsa da bitirme sınavlarına katılmak zorundasınız.Yatılı kalan öğrencilerin yatakhane anısı boldur. Afyon Lisesi’nde kalırken başınızdan geçen bir olay var mı?C. Pala: Var, olmaz mı?. Bitirme sınavları zamanı yaz aylarına denk gelirdi. Bizim okulun karşısında yazlık Şafak Sineması vardı. Haziran ayında yazlık sinema oynarken biz de okulun basketbol potasının üzerinden sinema filmi izliyoruz. Bir süre sonra sinemacı bizi fark etti. Adam bize sinema izletmemek istemiyor. Adama kızdık biz de topladığımız taşları sinemaya atmaya başladık. Adam gidip Müdür’e şikayet etmiş. Ahmet Hekimoğlu okul müdürü. Biz yatakhaneye kaçtık. Sinemacı Okul Müdürü’ne şikayete gelirken biz mutfaktan sıcak su getirip adamın yüzüne serptik. Okul Müdürü Ahmet Hekimoğlu bunu öğrenince yatakhaneye bir girdi. Bizim Adayazılı Sarı diye bir arkadaşımız vardı. Kızıl bir çocuktu Efraim Yüksel. Müdür, Kızıl Kızıl diye bağırarak içeri bir girdi. Bizi bir dövdü, bir dövdü sormayın. Bunun üstüne, Müdür’ün lojmanı vardı bizim yemekhanenin arkasında gidip oradan elma çaldık. Bunun üzerine de iyi bir dayak yedik. Ahmet Hekimoğlu’nun çok dayağını yedik. Ülkü Ocakları’na nasıl başkan oldunuz?C. Pala: Burada Ocak’a gidip gelirken artık yerimiz belli olmuştu. Emirdağ Ülkü Ocakları Başkanlığı seçimlerine girdim ve kazandım. Ama burada bir anımı paylaşmam lazım. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Başkan’la bir ilgili bir anı. Ankara’ya Emirdağ delegesi olarak ben gidiyorum. Ankara’da Site Öğrenci Yurdu var. Fakir çocuğuyuz, köylü çocuğu öyle otelde falan kalacak imkanımız yok. Bizim Emirdağlı ve Afyonlu öğrenciler de orada kalıyor. Onlarla birlikte Muhsin Yazıcıoğlu da Site Öğrenci Yurdu’nda kalıyor. O zamanlarda Faruk Bal Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı’na aday. Oy kullanmak için gittiğimizde Muhsin Başkan bize öğrenci yurdunda kendi elleri ile hamur pilavı deriz. Erişte kesilir ya onu pişirdi alüminyum bir tencerede 8-10 kişi o yemeği kaşıklamıştık. Annesi kesmiş ve o getirmiş. Üzerine tereyağı ve tulum peyniri serpiştirmişti. Ben hayatımda bu kadar leziz ve güzel bir erişte hala yemedim. Yokluk da var tabi o zamanlar.Helikopter kazasını duyunca ne hissettiniz?C. Pala: Çok, inanın hayatımda duyduğum en acı olaylardan biriydi. Gerçekten şu an bile tüylerim ürperiyor. Helikopter olayı kaza değil sabotajdıOlay kaza mı, sabotaj mı?C. Pala: Bana göre kesinlikle sabotaj. Bu ülkenin önünü kesmek isteyenler vardı. Ama bu ülkeyi de çok sevenler vardı. Ülkenin önünü kesmeye çalışanlara etten duvar ören ağabeylerimiz ve büyüklerimiz çok zaman heder edildi, yok edildi. Vicdan azabı çekmemek, üzülmemek imkânsız.Muhsin Yazıcıoğlu ile görüşüyor muydunuz?C. Pala:Muhsin Yazıcıoğlu her zaman takdir ettiğim ve beğendiğim bir liderdi. Uzun yıllar görüşmedik. Ama size bir şey söyleyeyim. Onu hayatta en son gören insanlardan biri benim. Helikopter kazası olmadan bir hafta önce Emirdağ’a geldi. Emirdağ’da görüştük. Ziyaret ettim ve bir süre sohbet ettik. Bakın size Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili hiç kimsenin bilmediği bir şeyi anlatayım. Muhsin Başkan’ı Emirdağ’da elektrik çarptı. Emirdağ’da gezerken bir yerde bir kablo açıkmış galiba o da Muhsin Başkan’a denk geliyor ve elektrik çarpıyor. Bunu kimse bilmez. Bende acı bir anı olarak kaldı.Cengiz Pala nasıl AK Parti’li oldu?C. Pala: Ben zaten 2003 yılına kadar memur olan, çalışan biri olduğum için siyasi bir faaliyet içinde değildim. Emekli olduktan sonra AK Parti’yi yakından takip ediyordum. Fikirleri, duruşu, eylemleri bana daha yakın geliyordu. Irkçılıkla, kafatasçılıkla bu ülkenin bir yere gidemeyeceği, bu ülkenin herkesi kucaklayan, herkesle beraber olan bir siyasetin olması gerektiğini düşündüğüm için AK Parti’li oldum. Hiç de pişman olmadım bugüne kadar.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile tanıştınız. Cengiz Pala’ya göre nasıl biri Tayyip Bey?C. Pala: Bana göre bir liderde, bir insanda olması gerek en önemli özellik İnsani değerler. Bu Tayyip Bey’de fazlasıyla var. Yazılı ve görsel basından zaten herkesin takip ettiği bir olay. Bir süre önce Mısırlı bir babanın kızına yazdığı bir mektup bir dünya liderini ağlatıyorsa bu insani duygularının çok yüksek olduğunu gösteriyor. Kesinlikle Tayyip Bey bölgemizde bir dünya lideri. Bakın Başbakanımız hakikaten çok düzgün bunu hissediyorsunuz. Bakın ben 27 yıl bankacılık yaptım. İnsan felsefesini çok iyi bilen biriyim. Bu kadar süre zarfında o kadar çok beraber olduk ki bunu anlıyorsunuz. Tayyip Bey’in bu dünyadan beklentisi olmayan, kendini sırf bu ülkeye adamış bir insan. Bir kere Başbakanımız teşkilattan gelen bir lider. O nedenle teşkilat AK Parti’de çok önemli. Mahalle temsilcisinden üyesine, delegeden genel başkana kadar herkes eşit ve aynı imkanlara sahip. Bakın size bir şey anlatayım. Başbakanımız bu ülkenin sorunlarını kaleme almış. Gençlik yıllarından beri kaleme almış. Birgün bu ülkeyi yönetmek bize nasip olursa sorunları nasıl çözeriz diye daha o yıllarda kafa yormaya başlamış. Böyle bir lider başka var mı?Yerel seçim süreci başladı zaman zaman tüzük gereği 3 dönemden sonra aday olamayacak olan vekillerin belediye başkanı olacağı söyleniyor bu konuda bir çalışma var mı?C. Pala: İnanın bunların hepsi bir söylenti. Daha hiçbir adayını belirlememiş, henüz seçim startı vermemiş bir partinin böyle bir çalışması olması söylentiden öteye geçmez. Bizlere bu konuda bugüne kadar Parti’nin hiçbir kademesinden bilgi gelmedi. Zaman zaman basında yazılıyor, konuşuluyor ama AK Parti’de böyle bir çalışma en azından şimdilik yok.Belediye’nin kasasında 41 bin lira vardı.AK Parti’den aday oldunuz ve seçimi kazandınız. Nasıl bir belediye devraldınız, ne hayal etmiştiniz?C. Pala: Ben belediye başkanlığının böyle olduğunu tahmin etmiyordum. Ben gideceğim, makama oturacağım önüme projeler gelecek, başkanlığın ateşten bir gömlek olduğunu, siyasi rakiplerinin sürekli ensemde olacağını bilmiyordum. Ayaklarıma karasuların ineceğini, uykularımın kaçacağını bilmiyordum. Ben başkanlığı hiç böyle hayal etmemiştim. Başkan seçildim, Bakanımız bana hayırlı olsuna geldi. Yanında müsteşarlar, genel müdürleri bölge müdürleri. İnanır mısınız Allaha dua ediyorum. İçlerinde bayanlar da var. Allah’ım ne olur lavaboya gidecek olmasın diye. Belediye’nin lavabosuna girilecek gibi değil. Belediye işçileri çizmelerle dolaşıyordu. Ayak kokusundan içeri girilemiyor. A4 kağıtları ile veznelerin yönleri gösterilmiş. Benim ilk işim ve icraatım Belediye’yi yıkmak ve yeniden modern ve Emirdağ’a yakışır bir yer haline getirmek oldu. Atatürk köşesi, hele bir salon yaptık inanın Afyon’da yok öyle bir salon. Ben Belediye’yi yıktım. Bundan rahatsız oldular. Bayındırlığa gittim dedim bana bir hesap çıkartın burayı yenilemek kaça maal olur. Bayındırlık’ta 800 bin liranın üzerinde bir maliyet çıkardılar. Ben 103 bin liraya yaptım. Ve ben bundan yargılandım biliyor musunuz?. Şikayetler olmuş.Emirdağ Belediyesi’nin hesapları ne durumdaydı?C. Pala: Emirdağ belediyesinin kasasında 41 bin lira vardı. 4.5 trilyon otogar yapımı için para çekilmiş. İnanın sağ yanım sol yanım dağ gibi fatura dolu. Daha girişleri bile yapılmamış. Böyle bir görev devraldık. Ama durum böyle diye enkaz devraldım, ne yapayım para yok deme hakkım var mı? yok elbette. Belediye’yi yenilediğimiz gibi sıra Emirdağ’ı yenilemek için kolları sıvadık ve tek tek hizmetlerimizi hayata geçirmeye başladık. Emirdağ gibi bir yerde birçok mahalleye içme suyu gitmiyordu.Ben siyaset falan bilmemAday olduk, eşimle birlikte seçim çalışması yapıyoruz. Ya arkadaş duyduklarıma inanamıyorum. Kimisi elime fatura tutuşturuyor. Bu ne diyorum başkanım bunu ödeyemedim siz ödeyin oyumuz sizin. Benim oğlanı işe alacak mısınız?. Bizde 10 oy var ne kadar vereceksiniz. Ya arkadaş siz ne diyorsunuz diyorum. Başkanım diğer adaylar böyle yapıyor. Çocuğumu işe alacaksanız, bu faturaları da ödeyecekseniz oyumuzu size veririz. Bir ara yumruğumu sıkmışım eşim elimi tuttu. Ben ne fatura öderim ne de çocuğunuza iş sözü veririm. Veren varsa gidin oyunuzu ona verin diye çıktım. Yolda partili arkadaşlar Cengiz bey ne yaptın? Diye bana soruyorlar. Ne yapmışım ‘siz siyaseti bilmiyorsunuz, bu işler böyle yürür’ ben böyle seçim kazanacaksam Allah bu görevi bana nasip etmesin dedim.Pala pamuk gibi bir adamBenim için agresif, aksi, kavgacı diyorlar. Ya arkadaş benim nerem kavgacı. Şu an ne görüyorsanız ben oyum. Elbette yeri geldiğinde sert olurum, kavgacı olurum, ama özünde pamuk gibi adamım. Gülmeyi çok severim. Halkın arasında olmayı onlarla konuşmayı çok severim. Ya ben kavga ediyorsam ne için ediyorum? Cengiz Pala ve ailesine menfaat elde etmek için mi?. benim tek kavgam daha güzel, daha yaşanabilir, daha modern bir Emirdağ için. Emirdağ zaten yıllarca ihmal edilmiş, çok zaman kaybetmiş. Ben gece gündüz Emirdağ’a ne yapabilirim diye çabalarken bana ayak uyduramayan veya ayak bağı olanlarla kavgam oluyor olabilir. Onun için de hiç pişman değilim. Bana kavgacı diyorlar desinler. Hırsız diyemiyorlar, çaldı diyemiyorlar kavgacı diyorlar o da olsun be…Hayatımda bilerek hiç yalan söylemedimBen bugüne kadar hayatımda hiç yalan söylemedim. Cengiz Pala dümdüz bir adam. Hayatımda yalan olmadığı için siyasette de yalan söylemiyorum. Söyleyemiyorum. Ben yapamayacağım hiçbir şeyin sözünü vermem. Söz verdiğim bir şey varsa da sonuna kadar çabalar onu gerçekleştiririm. Bakıyorum etrafıma ilk aday olduğum zaman da bugün de herkes o kadar kolay söz veriyor ki şaşıyorum. Verilen sözlerin yapılması imkansız. İnsan her zaman ilkeli ve dürüst olmalı. Görevler gelip geçer. Yarın bir gün yine bu halkın arasına karışacağız. Bugün olduğu gibi o gün de insanların yüzüne bakabilmek için yapamayacağım hiçbir sözü vermiyorum. Bu yaşıma kadar bilerek hiç yalan söylemedim. Bilmeyerek söyledim mi? Onu bilmiyor. > Odak Gazetesi

Paylaş

• Tweet

• Güncelleme: 07.09.2013 20:57
• Okunma: 3932